9 Eylül 2013 Pazartesi

Sonu Görmek Mümkün

                            Sonu görmek mümkün aslında. Öleceğim ve sokak lambaları üzülmeyecek.



-Bu sabah saat 8 sularında uyandım. Kahvaltıda tost,peynir,domates yedim ve çay içtim şerefine.Ek olarak seni kaybettim. Evin içindeki zebraları ararken yoruldum. Aramayı bırakıp biraz daha uyumanın mantıklı olduğunu düşündüm. Ah! Keşke uyumasaydım. Düzgün uyuyamayan biriyimdir fakat bu seferki daha sıkıntılıydı. Gözümü açtığımda tabutta hissettim kendimi. Soğuktu ve hareket alanım daracıktı. Zihinsel bulantım son derecesine yükselmişti. Aslına bakarsan en yüksek seviyesiydi bu seferki. Saate baktım ve "Vakit geldi." dedim. Vakit gelmişti. Bulunduğum yerde hareket edemiyorum. Burası çok soğuk.


GİTMEDEN




                                                     Gitmeden evvel üç kurşun sık kalbime
Birincisi senin günahlarının temsili
İkincisi benim günahlarımın temsili
Üçüncüsü ise asla geri dönmeyeceğinin kanıtı

30 Nisan 2013 Salı

Şimdiki Zamanım


Tek bakışınla buzları eritişin gibi sessiz
Gözlerin,gözlerin kadın bir meleğinki kadar eşsiz
Açıkcası hayatın bir boktan ibaret bensiz
Olamayacağımız kadar biziz

İdam sehpasındaki bir zanlı kadar cesur
Son istediğinin özgürlük değil de “sen” olması kadar mağrur
 Ağla kadın göz yaşlarınla doldur bütün şehri
Şehri şehir yapan sensin insanlığa dair

Daimi müşterisi olacaksan eğer gönlümün
Fahişe yapmaya hazırım ruhumu
Ruhum elimde umutsuz kömür
Ruhum elinde kusursuz bir ömür

Ölmeye hazır değilim şimdiki zamanda
Olmayacağım da gelecek zamanda
Senli bir hayatın hayali süsler göz bebeklerimi
Göz bebeklerimi büyüt kadın, emzir ve yaşat.

Aşındırsam tüm sokakların izbe köşelerini
O sıra bıçaklansam bir karanlık gölge tarafından
İçimdeki aşk sokak pisliğine karışsa kanımla beraber
Karımla beraber ölmek isterim aydınlığın karanlık kısmında

Melekler şarkılarını fısıldasa sana tozlu koridorlarda
Seversin belki aydınlığı beklesem daha
Saat 19:50... hava kararır birazdan yine sensiz
Yeniliksiz bir adam karanlığa gömülür kefensiz

Ne var yani?
Ölsem bir aşk uğruna hoş olmaz mı?
Ağlamaz mı sokak lambaları ardımdan?
O kadar değersiz bir solucan torbası mıyım?

Tahminimce seversin şiirleri
Ben de buna nazaran severim seni inan
Şiirler okusak bir sahilde birbirimize
Ben unuturum şiirimi kesin sen aldırma bana

Yıllar önce anladı beni Cemal ağabey
Şimdilerde ben bile anlatamazken kendimi
Korkak,aptal ve şımarık bir şairin kaleminden
Ardımdan sadece “Şiirden öldü” desinler


Özgür Ozan Kotancı

26 Ocak 2013 Cumartesi

İşte her şey bundan ibaret.


Kızgın topraklarında ruhum,
Gelmeyecek sabahın ardında,
Yalnız,yalın ve renksiz.
Beklemekte sabahı.

Hiç gelmeyecek bir kadın
Hiç güçlenemeyecek bir ruh
Olmayan bir kadeh
Toz bulutu ve sis

Birleşmemiş vücutlardaki aids
Uluyan kurt gibi çağırıyor insanlığı lanete
Çıldırıyor hipopotamlar
Bira,ot ve lanet

Sessiz ve ıslak bir gün
Islık çalan bir rüzgar
Küfreden bir bulut
Karanlık ve olmayacak bir aydınlık

Beklemekte sabahı cici kuşlar
Güneşin ulaşamadığı yerlere uçup
Aşkı arayacaklar
56719 beri...

Kan , yalnızlık ve yine yalnızlık
Kahve , aşk ve siyah beyazlık
Umursamazlık , ruhsuzluk ve düşüncesizlik
İşte her şey bundan ibaret.